Pandemi dönemini anımsayın. İnsanlar evlerine çekildiklerinde; kocaman ofislerimiz, toplantı salonlarımız, şirket arabalarımız ve pahalı kahve makinelerimiz ne kadar anlamsız kalmıştı. Çünkü şirketler insanlardan oluşur, makinelerden veya binalardan değil. İnsanlar, bir organizasyon için en değerli varlıktır.
İşte tam da bu nedenle, çalışanları elde tutmak, işletmelerin karşılaştığı en büyük zorluklardan biridir.
“Nasıl olsa sokakta iş arayan binlerce insan var” diye düşünüyorsanız, şu rakamlara bir göz gezdirin.
- Hizmet, bakım ve üretim sektörlerinde kendi isteğiyle işten ayrılan çalışanların oranı %62’dir. (Finances Online)
- Ortalama iş gücü devir oranı %18 civarındadır. (SHRM)
- Y kuşağının %47’si iki yıl içinde işten ayrılmayı planlıyor ve Z kuşağı da benzer bir oran bildiriyor. ((Business Insider)
- Bir çalışanın yerini doldurmak, çalışan ücretinin 0,5 ila 2 katına mal olabilir. (Gallup)
- Firmalar son beş yılda kültürle bağlantılı çalışan devri nedeniyle yaklaşık 223 milyar dolar kaybetmiştir. ((SHRM)
- İyi bir işe alım süreci geçiren çalışanların %69’u muhtemelen 3 yıldan fazla bir süre şirkette kalacaktır. ((Octanner)
Araştırma bulguları yüksek devir hızının, işletmelere büyük bir mali zarar verdiğini ortaya koyuyor. Evet, sokakta milyonlarca insan iş arıyor ama iş ilanı yayınlamak, doğru kişiye ulaşmak, yeni başlayan bir insanı tam kapasite çalışması için eğitmek için harcanan zaman, enerji ve paranın maliyeti gerçekten çok yüksek.
Daha ötesinde en yetenekli çalışanların işten ayrılmasının görünen maliyetin ötesinde zararları olabilir. Müşteri ilişkilerinin alma olasılığı olan yara bu zarar tablosunun ilk maddesini oluşturur.
Peki yetenekli çalışanlarınız neden ayrılıyorlar?
Moodivation danışma kurulu sizin için en çok rastlanan 7 örneği özetledi.
- Geldikleri gibi gidenler
Bir yerde kalmak istemenizin en önemli nedenlerinden biri orada nasıl karşılandığınızdır. İş hayatı için de böyle. İşe alım sürecinin ne kadar başarılı olursa olsun, gerçek ilk izlenim, çalışanın işe başladığı gün başlar. Şirket dedikoduları, eksik ekipman, özensiz liderlik, belirsizlik gibi negatif izlenimler, işe alım süreçlerine yapılan yatırımın bir anda yok eder.
- Kendilerini ait hissetmeyenler
Şirket kültürünün en güçlü yansımalarından biri çalışanların yaptıkları işte buldukları anlam ve işe verdikleri değerdir. Bu anlam ve değeri çalışanlarınızın kendi kendilerine bulmalarını bekleyemezsiniz. Kültür, günlük bazda ve organizasyonun tüm seviyelerinde görmek ve teşvik etmek istediğimiz standartları belirler. Uygunsuz bir kurum kültürü, er ya da geç en iyi çalışanlarınızın arayışa girmelerine neden olacak toksik veya profesyonel olmayan davranışları teşvik etme riskini taşır.
- Güvenini kaybedenler
Çalışan kendisine saygı duyulmadığını veya güvenilmediğini hissederse ayrılır. Güven kaybı ücretten iletişime, geri bildirim değerlendirmelerinden terfi olanaklarına kadar çok geniş bir yelpazede oluşabilir. Yöneticileri tarafından mikro düzeyde yönetilen çalışanlar güven eksikliğini en hızlı hisseden grubu oluşturur.
- Sıkışmış hissedenler
Çalışanların çalıştıkları saat sayısına mı yoksa sonuçlara ve bunların getirdiği etkiye mi dikkat ediyorsunuz? Çalışanlarınıza esneklik sunmak, profesyonel ve kişisel sorumlulukları arasında daha iyi bir denge kurmalarını sağlar. Gelinen noktada, özerklik sahibi ve esnek çalışabilme olanağına sahip çalışanlar daha mutlu ve moralli. Diğerleri ise emin olun şu anda arayıştalar!
- Sesini duyuramayanlar
Sürekli parmak kaldırdığınız ama hiç söz alamadığınız bir ders düşünün. Kaç kere daha parmak kaldırmaya devam edersiniz? Ya da söz aldınız ve bir fikir öne sürdünüz ama sesinizin duyulduğunu hissetmediniz. Kaç tane daha fikir üretirsiniz? Çalışanların fikirlerini söyleyebildiği, iş süreçlerine yorum yapabildiği, seslerinin duyulduğu ve ses çıkardıkları için takdir edildikleri bir ortam yaratmak işin geleceğinin en önemli parçası.
- Yerinde sayanlar
En küçük şirketlerde bile çalışanlar büyüme ve gelişme fırsatına sahip olmalıdır. Uzun süre aynı pozisyonda takılıp kalmak motivasyon eksikliği yaratır. Aynı şekilde öğrenme ve gelişim ortamının yeterli olmaması da yetenekli çalışanlarınızı kaybetmenize neden olan faktörlerden biridir.
Moodivation teknolojisi karar vericilere çok yönlü ve çok kırılımlı bir geri bildirim ortamı sunarak, özetlemeye çalıştığımız tüm bu sorunları büyümeden çözmenize olanak veriyor. Daha önemlisi, çalışanlarınıza, onlara sürekli söz hakkı sunan bir teknoloji aracılığıyla “sizi dinliyoruz” mesajı veriyor olmanız…