Sıklıkla ifade ettiğimiz gibi çalışan deneyiminin ulaşmaya çalıştığı en yüksek nokta çalışan bağlılığı. Adaylara ulaşmaya çalıştığınız anda başlayan çalışan deneyimi, ilk iş günü deneyimiyle ve oryantasyon süreciyle devam ediyor. Bu süreçlerde atacağınız tüm adımların ideal nokta olan yüksek çalışan bağlılığına ulaşmak için önemi var. Sarah Wetzel’in (Director of Human Resources at engage:BDR ) şu ifadeleri konunun önemini anlatıyor: “İşe alımın bir sanat olduğuna gerçekten inanıyorum. Her yeni çalışan, birlikte başarma ve başarılı olma potansiyelini beraberinde getirir. Kötü işe alım yoluyla bu potansiyeli kaybetmek, bir fırsatı kaçırmak olur.”
Çalışanın ilk gün deneyimi
Yeni bir tanışıklıkta ilk izlenim önemlidir. Bir çalışanın işe alım süreçlerinde yapılan ön görüşmeler şirketle ilgili ilk izlenim olmasına rağmen çalışan deneyiminde en kritik nokta, ilk iş günüdür.
İş görüşmelerinde adaylar da şirketler de kendilerini anlatır. Aslında bu süreç iki yönlü bir satış sürecine benzetilebilir. Tıpkı bir ürün veya hizmetin satışı tamamlandıktan sonra başlayan müşteri deneyimi gibi, çalışan deneyimi de işe alım sonrası şekil alır. İlk gün deneyimi işte bu yüzden önemlidir.
Sıklıkla yapılan hatalardan biri şudur: Yönetici, patron veya İK yetkilisi işe başlayan kişiye ofisi gezdirir, departmanını ve masasını gösterir ve sonra onu işlerini yapması için yalnız bırakır.
İlk gününü bu rutinle geçiren çalışanın hisleri -genellikle- şöyledir: Garip, stresli ve yalnız.
İyi bir deneyim için sağlam bir oryantasyon süreci
İyi bir ilk gün deneyimi başarılı bir işe alım sürecinin ayrılmaz parçasıdır. Oryantasyon, kuruluşunuza yeni bir çalışanı her anlamda yerleştirme sürecidir. Yerleştirmenin amacı, yeni işe alınanların kendilerini iyi karşılanmış hissetmeleri ve işlerini iyi yapmaları için ihtiyaç duyduğu her şeyi sağlamaktır. Bu zaman alır, dolayısıyla işe başlama bir günlük bir olay değildir; haftalarca hatta aylarca devam edebilir. Yerleştirme sürecindeki temel adımlar şunları içerir:
- Yeni çalışanınıza yönelik sağlam bir oryantasyon süreci tasarlanmalı. Günümüz teknolojisi ve iletişim olanakları eşsiz bir deneyim yaratmak için her türlü olanağı sunuyor.
- Bu program, çalışanın neyin parçası olacağını, vizyonu ve şirketin amacını net olarak ifade etmelidir.
- Çalışan bu yeni yolculuğun tüm detaylarını bir oryantasyon programıyla öğrenebilir. Ama bu başlangıç, onu gönülden bağlanacağı bir işe hazırlamaya yetmez. Aynı anda tercihen koçluk becerileri olan, daha deneyimli bir ekip arkadaşının veya yöneticisinin rehberliği de devreye girmelidir. Bu sistem kolayca kurulabilir. Çalışan bağlılığı yüksek bir ekip arkadaşının organik rehberliği tüm uygulamalardan daha değerli olabilir. Tersi durumda, yani işi ve şirketiyle ilgili duyguları olumsuz olan bir rehberin büyük bir düş kırıklığına neden olacağını da ekleyelim.
- Çalışana, şirket ile ilgili rakamsal bilgileri, işin tanımını, ne yapacağını, nasıl yapacağını anlatmak nispeten kolaydır. Zor olan ona, şirketin kültürünü anlatabilmektir. Dave Ulrich (RBL Kurucusu) kültürü şu esprili tanımla özetliyor. “Kültür toplantı odanızda kimsenin görmediği sineğin gördüğü her şeydir.” Bir konuğu nasıl karşıladığınız, bir toplantıyı nasıl yönettiğiniz, insanların söz hakkı, adalet duygusu, iletişim tonu ve bunun gibi pek çok şey… Şirketi tanımlayan, kimi zaman görünen veya görünmeyen her türlü ayrıntı.
- Yeni çalışanlarla ilk günlerinden önce iletişim kurmak ve hazırlanmalarına yardımcı olmak oryantasyon sürecinin verimliliğini artırabilir.
- İşle ilgili ihtiyaç duyacakları her türlü aracın hazır olması çok önemli bir adımdır. Bu noktada bir hoş geldin kiti de düşünülebilir. Bu kitin içinde mutlaka işle ilgili bir şeyler olması gerekmez. Varsa çocukları için bir minik hediye, aile boyu bir tişört, belki bir battaniye, termos, piknik örtüsü daha birçok şey olabilir. Unutmayın bir insana dokunmanın en can alıcı yollarından biri onun sevdiklerine -özellikle de- çocuklarına dokunmaktır.
- Bir çalışanın şirkete bağlılığını sağlayan birçok şey olabilir ama esas olan tüm bunların kültürün doğal bir parçası olarak, içtenlikle yapılmasıdır. Bir prosedür veya gereklilik olduğu için değil.
Uzaktan çalışma ve oryantasyon
Uzaktan çalışma sistemlerinin giderek arttığı günümüzde, ilk gün deneyimi ve oryantasyon çok daha kritik bir önem taşıyor. Geçtiğimiz dönem içinde insanlar hiç girmedikleri hatta görmedikleri iş yerlerinde işe başladı ve çalıştılar. Öğle yemeklerinde yapılan eşsiz sohbetlere, arkadaşlık ortamlarına, asansör selamlaşmalarına, kahve molalarına uzak kaldılar. İş tanımlarını öğrendiler belki ama iş yaşamlarındaki fiziksel teması deneyimlemediler. Uzaktan çalışma sırasında biraz daha proaktif olmak önemli. İşe başladığı ilk gün ofiste bir merhaba, olamıyorsa eve gönderilen hoş geldin kiti ve hemen o gün tüm ekibin katıldığı bir online tanışma toplantısı. İşle ilgili olması gerekmiyor üstelik, insanla ilgili olsun yeter.