Dünya çalışanları ne anlatmak istiyor?

Bundan çok değil 20 yıl kadar geriye gittiğimizde çalışanların duygu ve düşüncelerinin işi ne kadar etkilediğinin farkında değildik. Farkında olan kurumlar vardı elbette ve onlar şu anda dünyanın en büyük kurumları arasındalar. Neden mi? Çünkü çalışan duygu ve düşüncelerine odaklanmaları, onlara ciddi bir rekabet avantajı sağladı.

Son 20 yıldır giderek yükselen bir hızla çalışanların duygularına odaklanıyoruz. Pandemi bu duygu ve düşüncelere verilen önemi en üst düzeye çıkardı.

İK’nın da içinde bulunduğu yönetim takımları artık; çalışanların işe ne kadar bağlı olduklarını, hangi korkuları taşıdıkları, yaşadıkları sıkıntıları ve önerilerini daha fazla dikkate alıyor.

Tersi durumda yetenekli çalışanlarının şirketten çoktan kopmuş oldukları işten çıkış görüşmeleri ya da anketleri sırasında öğrenme riskleri var.

Son Gallup araştırması, küresel çalışan bağlılığı ve çalışan beklentileriyle ilgili ilginç bulgularla dolu. Araştırmaya kuş bakışı baktığımızda küresel çalışan bağlılığı oranının yüzde 23 olarak gerçekleştiğini yani 2021 yılına göre 1 puan arttığını görüyoruz. Bu oran aynı zamanda 2009’dan beri saptanan en yüksek oran. Çalışan bağlılığının bir puan da artmış olması sevindirici fakat araştırmanın en can alıcı çıktılarından biri çalışanların stres oranlarının tarihi bir biçimde artmış olması.

Küresel çalışan bağlılığı ve küresel çalışan stresi kavramları bu raporun tartışılması gereken yönünü oluşturuyor.

 

Bağlılık artıyorsa stres neden artıyor?

Raporun gösterdiği yüzde 23 oranı çalışan bağlılığının geçtiğimiz seneye göre 1 puan arttığını gösteriyor. Bu oranın yüzde 25 olduğunu düşünün. Yani 4 çalışanın sadece 1 tanesi işine ve işyerine bağlı hissetsin. Yeterli mi? Hayır. Gallup verileri gelişmeyi ortaya koyuyor ama ortada bir müjde yok.

Şu iki noktanın altını çizelim:

Bağlı olmak mutlu olmak anlamına gelmez.

Bağlılığı yüksek bir çalışan, bağlılık derecesiyle orantılı olarak şirketi, yöneticisini, yaptığı işi çok daha fazla önemseyebilir, daha etkin katılım gösterir, daha çok sorumluluk alır ve bu da strese neden olabilir.

Gallup’a göre stres, fiziksel ve zihinsel sağlık sorunları ve düşük üretkenlik ile doğrudan ilişkili. Çalışan stresindeki artış, kurumların gelecekteki bağlılık oranlarını riske atıyor ve hızla ele alınması gereken bir sorun olarak öne çıkıyor.

Bulgular ne söylüyor?

  • Çalışanların yarısından fazlası (%59) sessiz istifa etme (bağsız), %18’i ise açıkça göstererek istifa etme (aktif olarak bağsız) eğilimindedir. Sessiz istifacılar, işyerlerini daha iyi hale getirmek için değiştirecekleri alanlar olarak çalışan bağlılığı veya kültürü, ücret ve yan haklar veya refahla ilgili konuları gösteriyor.
  • Bir işveren için çalışan küresel çalışanların yarısından fazlası (%51) aktif olarak başka bir iş arıyor veya açık pozisyonları izliyor Aktif olarak bağlı olmayan çalışanların, bağlı çalışanlara kıyasla aktif olarak açık pozisyonları arama veya izleme olasılıkları %42 daha fazladır.
  • Yalnızca uzak ve hibrit çalışanlar, daha yüksek çalışan bağlılığı bildirirken, aynı zamanda daha yüksek stres de bildiriyorlar – bunun nedeni muhtemelen daha az öngörülebilir veya yapılandırılmış bir çalışma hayatı.
  • Ancak çalışan bağlılığı, çalışan stresi üzerinde iş yeri konumuna kıyasla 3,8 kat daha fazla etkiye sahiptir. Başka bir deyişle, insanların günlük işlerinde yaşadıkları – katılım ve heves duyguları – stresi azaltmada işlerini nerede yaptıklarından daha önemlidir. Hiçbir konum kötü yönetimi düzeltemez.
  • Gallup, pandemi sonrası uzak ve hibrit çalışan işgücünde etkili yönetimin, her çalışanla haftada bir kez takdir, işbirliği, hedefler ve öncelikler ile güçlü yönlere odaklanan anlamlı bir konuşma yapmayı içerdiğini bulmuştur. Bu geribildirim toplantıları haftalık olarak yapılıyorsa kısa (15-30 dakika) olabilir.

Moodivation’un bu sonuçlara yanıtı nedir?

Dünyadaki iş gücünü temsili olarak örnekleyen 2 milyonu aşkın çalışanın yanıtları, karar vericilerin (hala almadılarsa) hızla aksiyon almaları gerektiğini ortaya koyuyor. Araştırma bulgularına göre bağsız çalışanların küresel maliyeti 8.8 trilyon dolar. Küresel gelirin kabaca yüzde 9’u.

Yapılması gereken aksiyonlar için hızlı bir analiz süreci gerekiyor. Moodivation teknolojisi ile ortaya koyduğumuz çözümler, bu analizleri detaylı olarak kapsıyor. Çalışan bağlılığından başlayan ve işten çıkış anketlerine kadar pek çok başlığı ayrıntılı olarak analiz eden anketlerimiz, sorunları büyümeden görmenizi sağlıyor, geri bildirim kültürünün inşa edilmesine destek oluyor, karar vericileri sürprizlerden koruyor.